16 Şubat 2012 Perşembe

Kimseyi Sevemedim Ben Senden Daha Güzel...

Televizyonda reklam çıngılını duyuyorum, 'kimseyi sevemedim ben senden daha güzel...' Ege'ye ile gözgöze geliyoruz 'anne bence bu şarkıyı sana yazmışlar' diyor. Gözlerim doluyor içim titriyor. O günden beri her çıngılı duyduğumuzda birbirimize bakarak bağıra bağıra 'KİMSEYİ SEVEMEDİM BEN SENDEN DAHA GÜZEL' diyoruz.

10 Şubat 2012 Cuma

Ulaşım'da Empati Zamanı

Evim, işim, Ege'nin okulu, yüzmesi, aikidosu , marketi derken toplam 4 km'lik bir alanda dolaşıyorum. Toplu ulaşım araçlarından  metroyu kullanıp geri kalanları pek kullandığımı söyleyimeyeceğim. Kullandığım araçlarda 6 yaşından itibaren oğluma jeton, bilet, ücret neyse ödedim ki çocuğum kendini bir birey olarak hissetsin. Aslında bunu ödememde çok önemli değil ama metroda, otobüste, vapurda el kadar çocuklardan, sırtlarında koca bir çanta taşıyan öğrencilerden, gençlerden yer beklenmesinden rahatsız oluyorum. Yer beklediğin çocuk, adı üzerinde çocuk bu çocukların minik bedenlerinin yorulmaya hakkı yok mu? Yer beklediğin genç belki o sabah saat 4'de kalkıp ders çalıştı ve üzerinde taşıdığı kitapların ağırlığı dışında kocaman beklenti ağırlığı taşıyor. (biz gençken ağaca bile bakıp gülebilirdik şimdi çocuklar posaları çıkarılmış gibiler) Yer beklediğin üniversiteli belki gece 12'ye kadar işte çalıştı ve sabah sınavına yetişti, belki de aç bir karınla dolaşıyor. İşin özü yani biraz empati diyorum...
Not: Hamile ve yaşlılara (iş çıkışında arkadaş toplantısından dönenlerede gıcık oluyorum) yer verelim...

7 Şubat 2012 Salı

Kitap okutma formülünü bulduuuuummmmm

Hayatımda kitap okumak benim için olmazsa olmazlardandır. Küçücük evimizin 4/1 alanı kitaplar için ayrılmış bulunmakta,  gel gör ki oğlum bu eylemden hiç hoşlanmamakta. Ege'nin  kitap okumayı seven bir çocuk olması için yapmam gerekenlerin hepsini yapmıştım: O'na bol bol kitap okudum, evimizin büyük bölümü kitaplık, beni ve babasını sürekli bir şey okurken görüyor, istediği her kitabı aldım. Bana saatlerce kitap okutan adam, okumayı kendisi sökünce kaçmak için yer arıyor. Ege'ye aldığım kitapları ilk önce okuyup sonra onunla paylaşmayı bile denedim ama nafile (hakkını yemeyeyim adam coğrafya ansiklopedisi okuyor) ...
Geçen hafta kar yağarken bir formül buldum!!!!!!!! Okudukları sayfa kadar, dışarıda oynamak için ödül dakikaları kazanacaklardı. 30 sayfa kitap=30 dakika karda oynama, bu yöntem sayesinde 2 günde bir kitap bitirdi ve kendisiyle gurur duydu. Anne kitap okumak keyifli bir şeymiş demeye başladı, bende derin bir nefes aldım. Tabi biraz dakikalara destekte verdik, dedenin okuduğu sayfalarıda çocukların dakikalarına ekleyince bol okumalı ve bol oyunlu bir gün geçirdik.

Oğlum beni yemeğe götürüyor...

Dün sabah Ege ile okula giderken radyo dinliyoruz. Radyoda sevgililer günü ile ilgili sohbet ediliyor.
Ege: Anne, babamla sevgililer gününde ne yapacaksınız?
Dilek: Oğlum, baban 14. Şubat'ta şehir dışında olacak. Senin bir programın var mı?
Ege:  Anne  seninle beraber 14. Şubat'ta yemeğe gidelim mi? Ama parasını ben vereceğim.
Dilek: hııımmmm!!!!! (galiba oğlum büyüyor)
Artık oğlum harçlıkları ile beni yemeğe götürecek kadar büyümüş diye düşünürken hafif bir gurur ( bu çocuğu ben yetiştirdim), hafif bir burukluk ( ya sen ne çabuk büyüyorsun), hafif bir iç bunaltısı yaşıyorum...