31 Ekim 2013 Perşembe

uzun tatiller istemiyorum

 
Yazlık nedir? İnsanların şehir dışında yazın ikamet etmek içim satın aldıkları konut. Bizimkilerin maksatını aştığı Ayvalık'ta bir yazlıkları var.  Nerede ise  bizimkiler yaz kış kalıyorlar. Durum böyle olunca bayramda ziyarete yollara düştük. Güneş çalıştığı için Ege ile ben gittik.  Kaç yaşında olursan ol anne-baba evi bir başka. 41 yaşında hala prenses muamelesi görüyorsun. her şey sana göre düzenleniyor yani gel keyfim gel. Anne-baba evi uygulamasının en kötü tarafı da normal hayata uyum süreci.
 Ben bu bayram tatilinin çok uzun olmasından şikayetçiyim. Uyku düzeni bozuluyor, yemek düzenin şaşırıyor, çocuğun varsa ders düzeni bozuluyor ( uzun tatillerde kimisi  ilk günden ödevini yapar, kimisi de son güne bırakır yani amaç her gün düzenli tekrardır ama kimse buna riayet etmez) , keyfin ve kahyası bile ne yapacağını bilemiyor. Artık uzun tatiller ve aralar istemiyorum herkes rutininde devam etsin, ortaya karışık ödevli, dinlenmeli, gezmeli, ziyareti bol tatil olmasın.
 
 
 
Annem ve bahçesi
 
 

Yazlık balkonunda keyif
Cunda sokakları, annem-babam-oğlum-teyzem-eniştem-nihoş-mehmet


30 Ekim 2013 Çarşamba

Oğlum 10 yaşında

01.Ekim'de arkamda bıraktığım 10 yıla bakınca ne kadar çok şey öğrendiğimi gördüm.
-Gaz sesinin hayattaki en güzel ses olabileceğini,
-Bebeğin açken senin doyamıyacağını,
-Erkeklerin askerlik anıları gibi kadınların doğum hikayelerinin bitmeyeceğini,
-Bebeğin uyumadan gözüne uykunun girmeyeceğini,
-Adının önüne Ege'nin annesi sıfatı geleceğini,
-Birisi kaşını kaldırsa etinin atacağını,
-Hastalandığında başından ayrılmadan durabileceğini,
-Kozalakla bile futbol oynamayı,
-Erkek muhabbeti yapmayı,
-Galatasaray'ın şampiyonluğuna sevinmeyi,
-Stada gidip futbol izlemeyi,
-Bir konserin ortasında dışarıya çıkmayı,
-Yerlerde sürünerek nerf oynamayı,
-Kafa yarıklarında kol kırıklarında ne yapacağını,
-Bütün araba markalarını,
-Tüm çocuklara daha duyarlaşmayı,
ve daha bir sürü şey...
-Her gün bu mucize için şükretmeyi...
Çok şükür öğrenmeye devam...

16 Temmuz 2013 Salı

Siz Çekoslavakyalaştıramadıklarımızdamısınız?

Bizim zamanımızda ile başlamak istemiyorum ama gerçekten bizim zamanımızda biz öğretmenlerden ciddi tırsarmışız. Y kuşağı ve Z kuşağı gençleri inanılmaz bir özgüvene sahipler. Tabi ki bu çocukları biz yetiştiriyoruz. Kapısını vurmadan odasına girmediğimiz, söz hakkı tanıdığımız, demokrat yetiştirdiğimiz çocuklar bırak öğretmeni kimseden tırsmıyorlar (bunun örneğini bize bol bol gösterdiler)
 Bu sene Ege'ler de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi başladı  anladığım kadarıyla çocuklarla arası gayet iyi, zeki  bir öğretmen. Okulda şöyle bir diyalog geçiyor.( tabi ki konuşmaya ortadan başlıyorum)
Öğretmen: Arapçayı iyi bilirim iki kitap çevirdim.
Öğrenciler: peki Arapçadan-Türkçeye, Türkçeden -Arapçaya her şeyi çevirebilir misiniz?
Öğretmen : evet
Ege          : öğretmenim 'siz çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdanmısınız? '  çevirirmisiniz?
Öğretmen: (hafifçe gülümser) hayır ama sende öğrencileştiremediklerimizdenmisin? der.
Bu konuşmaya tabi ki çok güldüm aynı zamanda  öğretmenide bu zeki manevrasından dolayı takdir ettim.    

12 Temmuz 2013 Cuma

Güzel Atların Yetiştirildiği Ülke

Persler döneminde 'Katpatuka'dan türeyen Kapadokya'nın şiirsel karşılığı 'Güzel Atların Yetiştirildiği Ülke', bu şiirsel yerde almıştım evlenme teklifini. Aradan bunca zaman geçtikten sonra her sene gidelim sohbeti döndükten sonra hadi yarın gidelim deyip kendimizi uçakta bulduk. Uçağın camına yapışmış aşağıdaki coğrafyayı çözmeye çalışırken buluyorum kendimi. Aşağısı kahverengi, sarı, turuncu ve tonları aralarda azıcık bir yeşillik ben hipnoz olmuş gibiyim. Güneş muhteşem Erciyes ve Hasan Dağı ile tanıştırıyor bizi.
Uçaktan inip kiraladığımız aracımızla Kayseri'den (Nevşehir uçağı bize uymadı) bölgeye doğru yol alıyoruz. Gökyüzüne kadar heybetli dağların arasında ovalar biraz ileride volkanik tepecikler doğa insanı büyülüyor.
 

Kızılırmak kıyısında akşam yemeğimiz, gondolla seyahat yapamadık maalesef.
Sabahın 03:30'unda kalkıp giyinip otelin lobisinde mahmur gözlerle bekliyorsun gelip seni alıyorlar ve kahve ikramından sonra sıcak hava balonlarının yanında kendini buluyorsun.

Bir yandan da hasır bir sepet üzeri bir tür kumaş  ve sıcak hava ile 500metrelere çık akıl işimi? diye kaşınmaya başlıyorum.
Güneş ışıkları yavaş yavaş gözükmeye başlıyor.

Yanardağların bağırıp çağırıp delilendiği , lavlarını püsküttüğü ortalığı cehenneme çevirdiği zamanın ardında uzun bir sessizlik var. Buradan balona yüklenen sıcak hava dışında hiç bir ses yok SESSİZLİĞİN SESİNDE kayboluyorsun.


500 metre yükseklikte havada asılı kalırken, Dünya'nın içinin dışına çıktığı yerde, kendinin bu sonsuz gibi gözüken yerde, sessizsizliği dinlerken acizlik ve huzur içinde doluyorsun.

 Aslında ne bir söz ne de bir resim hiçbiri anlatamıyor.
 Uçuş sertifikamızı aldık. Kapadokya Ballons'a  teşekkürler.
 
 
Uçuyorsun da nereye ineceğin rüzgara bağlı yani rüzgarın götürdüğü yere gidiyorsun.

Ege Kapadokya Balloon tşörtünüde aldı.

Yeraltı şehrinde inceleme

Toros'ların erkekleri sırt sırta verdi artık sırtları yere gelmez.

Nerede ise elimizden çekirdek yiyen paçalı güvercine bayıldım. Buralar aynı zamanda güver

18 Mart 2013 Pazartesi

Doğal Ana

Yanılmıyorsam geçen sene Atlas dergisinde bu yüzyılda KAradeniz'de çay üretiminin biteceğini yazıyordu. Çay üretimi bitecek çünkü yanlış ve fazlaca atılan tarım ilaçlarından dolayı. Ben tarımdan, çiçekten pek anlamam evde bile çiçek zor yetiştiririm çünkü sulamayı bile unuturum.  İlknur, solucan gübresi yetiştireceğim dediği zaman Y kuşağı gibi NASIL YANİ dedim. Her konuda olduğu gibi bu konudada  çok titiz olan İLknur bu işin doğaya katkılarını ve nasıl yetiştireceğini anlattı. Tabi ki bu konuyu sıkı araştırmış ve Zİraat MÜhendisi bir hocadan danışmanlık almıştı. Daha önce okuduğum evde gübre üretme, zararlı tarım ilaçları vb yazıları okuduğum için bağlantıları sağlayabildim.  Geçen sene solucan gübreli ve diğer tarım ilaçları kullanılan karşılaştırmalı ürünler dikti ve sonuçlarını paylaştı. Ve tabi banada muhteşem çiçekler dikip verdi ve ben hala onları öldürmeyi başaramadım. Facebooktaki Doğal Ana sayfasından gelişmeleri takip ediyorum.
Solucan gübresini nerelerden kullanabilirim?
Her türlü saksı bitkisinde (çiçek, meyve fide ve ağaçlarında, bahçemizdeki çimlerde.
Solucan gübresini neden kullanmalıyız?
%100 doğal yapısındaki mikro ve makro besin elementleri ile toprağınızı dolayısıyla bitkilerinizi doğal olarak beslersiniz. Çimlenmeyi hızlandırırsınız.
Bitki köklerini geliştirerek kalite, görünüm ve hacim arttırır.
Meyve ve sebzede erkenizin sağlar.
Yabancı ot oluşumuna neden olmaz.
Çorak toprakları rehabilitasyon eder.
Doğayı bu kadar hunharca kullandığımız şu zamanda artık doğaya borcumuzu ödemenin zamanı geldikçe geçiyor.


17 Ocak 2013 Perşembe

Mehmet Ali Birand

Dün akşam Mehmet Ali Birand'ın vefat ettiğini duyduğumda gözlerimdeki yaşlara engel olamadım. Birand'ı hiç tanımam, yemişliğim içmişliğim yok, selamım sabahım yok ama akşamları gördüğüm tanıdık yüz, ilk gençliğimin izlerini toplayan abi, 32. günüm, ekranda gülümseyen eeee-ııııııı... Ben bile hayatımda böyle bir iz bıraktığını bilmiyordum. Mekanın Cennet olsun.....

11 Ocak 2013 Cuma

Sınav puanının çıkarımları

İlköğretim 4.sınıfa devam eden Ege'nin bu hafta yoğun sınavları var. Rahat annenin oğlu olmanın avantajını yaşayan Ege sınavlardan öncede  pek bir rahat. Bu sabah anne: oğlum bak bugün SBS denemesi yapacaklar  hiç test çözmedin
Ege: anne test çözmedim çünkü bu sınavda alacağım puan dersi ne kadar dinlediğimi gösterecek.
Anne:ıhhhhhhhh peki