28 Kasım 2011 Pazartesi

Çıtır çıtır televizyon, fıstık, televizyon

Bayan Mirabel her akaşam olduğu gibi mutfak dolabını açıyor. Harika! Dolap tıka basa dolu. Önce bisküvileri yiyor. Sonra çikolataları. Sonra şekerleri.Sonra fıstıkları. Sonra cipsleri. Sonra bir kavanoz mayonezi. Sonra sosisleri.
Bay Grego her akşamki gibi televizyonu açıyor.Harika! 200 kanal da çalışıyor. Kanapeye uzanmış, ağzı açık, elinde kumanda, gözlerini ekrana dikip, kanalar arasında gezinmeye başlıyor. Akşam güzel geçeceğe benziyor.
Bayan Mirabel' e ''Dur! Dur! diye bağırmak geliyor içimizden. Elbette onun için, sağlığı için çok endişeleniyoruz. Peki, ya Bay Grego için kaygılanan var mı? Bay Grego'da, gözünün önünden ne geçerse yutuyor.
Bedenimize iyi bakmayı öğreniriz; beslenme kurallarını bilir, şekerli, yağlı yiyeceklere dikka ederiz...
Peki, ya aklımıza iyi bakmanın yollarını öğreniyor muyuz? Bay Grego'nun nasıl bir tehlike altında olduğu konusunda bir fikrimiz var mı? Hayal gücünün azalması! Merakın eksilmesi! Karar almada zorluk! Hayallerin yok olması! Düşüncelerin durması! Başkaları tarafından kullanılma tehlikesi!İsteklerin kaybolması!
Ege'nin sebze çorbalarına başlaması ile yediği ve içtiğin her şeyin (ilaçlar dahil), tadına bakan ben tabi ki okuyacağı kitapları önceden okumaya özen gösteriyorum. Daha önce almış olduğum Çıtır Çıtır Felsefe kitaplar serisinin BEDEN VE AKIL kitabını alınca bir solukta okudum. Sadece yukarıda paragrafı paylaştım ama kitabı baştan sona yazabilirdim bile.
Kırmızı Başlıklı Kız (anne sözünden çıkma, gece hele sokağa hiç çıkma seni kurtlar kapar), Pamuk Prenses (senin güzel olmak dışında meziyete ihtiyacın yok prensini bekle), Hansel Gratel (üvey anneler kötüdür diyen korku filmini anımsatan) gibi kitaplarla büyümüş bir neslin annesi olarak çıtır çıtır felsefenin kitaplarının çocukları ve bizi düşünmeye davet etmesini çok keyifli buluyorum.
Ailece keyifli düşünmeler.